Tarihi Surlar, sadece Diyarbakır’ın değil, aynı zamanda Türkiye’nin kültürel mirasının en önemli parçalarından biri. Ancak, vatandaşların buraya olan ilgisi, güvenlik önlemlerini göz ardı eden davranışlarla birleştiğinde, büyük bir sorun haline geliyor. Özellikle sosyal medya fenomeni olma arzusu, birçok kişinin hayatını tehlikeye atmasına neden oluyor. Çocuk yaştan yetişkinlere kadar birçok kişi, sadece bir selfie çekmek için surların en tehlikeli yerlerine çıkıyor.
Uyarılara rağmen devam eden riskli davranışlar
Diyarbakır Belediyesi ve çeşitli sivil toplum kuruluşları, Surların tehlikeli bölgelerine erişimi kısıtlamak ve insanları bilinçlendirmek amacıyla çeşitli uyarılar yapıyor. Ancak, bu uyarılara rağmen halkın büyük bir kısmı, kendi güvenliğini hiçe sayarak bu davranışlara devam ediyor. Surların tepesinde yürümek, kayalık alanlarda oturmak ve tehlikeli pozlar vermek gibi riskli eylemler, her gün yaşanıyor.
Uzmanlardan uyarılar
Konu hakkında görüşlerini paylaşan tarihçiler ve güvenlik uzmanları, bu tür davranışların yalnızca bireylerin değil, aynı zamanda tarihi yapının da zarar görmesine yol açabileceğini belirtiyor. Uzmanlar, “Bu tür tehlikeli hareketler, hem kişisel güvenliği tehlikeye atıyor hem de tarihi yapılarımıza zarar veriyor. Bu değerli mirası korumak hepimizin sorumluluğunda” diyerek durumu özetliyor.
Toplumda farkındalık oluşturmak
Diyarbakır’daki yerel yönetimler, bu tehlikeli durumu engellemek için toplumsal farkındalık oluşturma çalışmalarına ağırlık vermek gerektiğini vurguluyor. Özellikle gençler arasında bu konuda bir bilinç oluşturulması ve güvenli davranışların teşvik edilmesi gerektiği belirtiliyor. Eğitim programları ve kampanyalar aracılığıyla, vatandaşların tarihi yapılar konusunda daha dikkatli olmaları için bilgilendirilmesi hedefleniyor.
Diyarbakır’ın tarihi Surları, sadece birer taş yığını değil; geçmişin izlerini taşıyan, kültürel mirasın bir parçası olan eşsiz yapılardır. Bu yapıları korumak ve güvenli bir şekilde ziyaret edilmesini sağlamak, hem bireylerin hem de toplumun ortak sorumluluğudur. Uyarılara rağmen devam eden tehlikeli davranışlar, yalnızca bireylerin değil, şehrin tarihi kimliğinin de tehlikeye girmesine yol açıyor. Bu nedenle, herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi ve bu değerli mirasa sahip çıkması büyük önem taşıyor.