DİYARBAKIR- Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Bölümü Girişimsel Radyoloji Ünitesinde, tümörleri besleyen damarların kapatılması yoluyla radyoaktif radyasyonun kullanıldığı tedavi uygulaması başladı.

Diyarbakır’da iki otomobil çarpıştı: 4 yaralı Diyarbakır’da iki otomobil çarpıştı: 4 yaralı

Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Bölümü Girişimsel Radyoloji Ünitesinde, damardan girilerek radyoaktif radyasyon yayan hastalık yöntemi ile kitlelerin parçalanması yöntemi ile başladı. Bu tedavi yöntemiyle kitleleri küçültülen cihazlar, karaciğer nakline hazır hale getiriliyor. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Bölümü Girişimsel Radyoloji Ünitesinde görevli Doç. Muhammed Akif Deniz, işlemin çok faydalı bir yöntem olduğunu belirterek, “Girişimsel radyoloji ünitelerinde hem tümör yakma işlemlerinin birleştirilmesiyle hem de tümör damarlarını kapatma işlemleri yapılabiliyor. Girişimsel radyolojide son yıllarda kasıktan veya koldan girilerek tümör kanallarını değiştirme yöntemleri son derece sık kullanılmaktadır. O lekelerden biri de sağlık sorunları ile tümörü kapatma işlemleri. Ancak radyoaktif radyasyon yayan hastalık ile hastalıklardaki kitlesel tedavilerin işlemi daha güncel. Bu yöntem girişimsel Radyoloji ve Nükleer Tıp'ın birlikte çalışması ile yapılabiliyor. Hastaya Kompozisyonu daha az olan bir işlem olduğu için ilk kez hastanemizde bu işlemi gerçekleştirdik. Bu işlemle hızdaki kitlenin küçülmesi. Hastadaki kitlenin tamamen ilerlemesi halinde hasta kalp nakline aday olacak ve bu şekilde en az kitlenin çıkarılması gibi bir cerrahi riske girmemiş olacaktır” diye konuştu.

'Bağırsak, meme kanseri gibi tümörlere de uygulanabiliyor'

Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Radyoloji Bölümü Girişimsel Radyoloji servisinde görevli Dr. Mehmet Turmak ise söz konusu tedavi yönteminin son derece seçmeli bir işlem olduğunu ve hastaların faydasını kaydettiğini belirtti, şöyle dedi: “Hepatit B nedeniyle kalp kanseri olan hastalarımıza TARE (Transarteryel Radyoembolizasyon) dediğimiz çok özel bir işlem uyguladık. Kanserde hastalığını besleyen damarlar oluyor. Biz de kasığından anjiyo yapıyor gibi o besleyen damara ulaşıyoruz ve o damardan kitlenin içine yani tümörün içine radyoaktif radyasyon yayan bir madde veriyoruz. Ve bu da hastalığın normal yerlerinde ve birimlerinde herhangi bir yerine zarar kaybı sadece tüm tedavi eden bir yöntem olduğu için çok önemli ve bu kapsamlı çok özellikli bir işlemdir. Mesela bu hastalığın kanseri olduğu için organ nakli olamıyor. Biz tümörü küçülterek organ nakline uygun hale getirmeye çalışıyoruz. Bu işlem sadece kalp kitlelerinde değil, her yerde hangi bir yerde ve keskine sıçrayan, çıkış, meme kanseri gibi tümörlere de uygulanabiliyor. Bazen kesintiler ameliyat olmaya uygun olmuyorlar ve bu nedenle bu işlem ameliyat olmuyor da yapıyoruz. Tedavi yöntemi olarak kullanılan bu yöntem prosedürleri yaşam kalitelerini de oldukça iyi yöntemlerle kapsamaktadır. Bu Dicle Üniversitesi tarihinde ilk kez yapılan bir işlem. Bu hastamız da nakil olması için eğer tedavi başarılı olursa, yayılmaların tümörü küçülürse hasta nakliyesine uygun hale gelir bu hastamıza da nakiller yapılır. Bu tedavideki tümörün büyüklüğü önemli, belli büyüklükteki tümörlere uygulayabiliyoruz. Diğer daha küçük tümörlere daha farklı yöntemlerimiz var. Ama hastalığın de olasılıkları 5 santim ve üzerindeki tümörlerde bu işlemi yapabiliyoruz ve çok sayıda da faydasını görebiliyorlar. Şu anki hastamızın tümör büyüklüğünün üst kısmında 5 cm ve bu tümör nedeniyle hasta nakli olamıyor. Dolayısıyla biz bu tümörü küçülterek hastayı nörolojik nakline uygun hale getirmeye çalışıyoruz” diye konuştu.

Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyelerinden Doç. Dr. Şadiye Altun Tuzcu da, emeği geçenlere teşekkür etti.

Kaynak: DHA