DİYARBAKIR- Diyarbakırlı köklü bir ailede doğan İbrahim Paşa, Diyarbakır valisi olarak görev yaparken, aynı zamanda edebi yönüyle de dikkat çekmiştir.
Şeyh-zâde İbrahim Hafîd Paşa, Diyarbakır'ın köklü ailelerinden birinin evladı olarak doğdu ve hem devlet hizmetinde hem de edebiyat dünyasında önemli bir iz bıraktı.
Diyarbakır'ın Fatih Paşa Mahallesi'nde 1160/1747-48 yılında dünyaya gelen Şeyh-zâde İbrahim Hafîd Paşa, köklü bir aileden gelmektedir. Babası Diyarbakır Mütesellîmi Seyyid İsmail Ağa'dır ve Şeyh Yusuf-ı Veli'nin hafîdi (torunu) olması sebebiyle Hafîd mahlasını almıştır. Eğitimine babasından başlayan Hafîd Paşa, daha sonra hattat Âdem Efendi'den hat dersleri almıştır. Görev sürecinde bir dönem Diyarbakır Voyvodalığı ve Rakka eyaleti valiliği gibi önemli görevler üstlenmiştir.
Ancak, görevi sırasında yaşanan olaylar nedeniyle 1207/1792-93'te azledilmiştir. Bu süreçte İstanbul'a gelerek üç yıl kalmış ve çeşitli devlet büyükleri, bilginler ve ediplerle tanışmıştır. Sonrasında tekrar göreve dönerek farklı eyalet valilikleri yapmıştır.
Şeyh-zâde İbrahim Hafîd Paşa, oğlu Tahir Bey'in hastalanması üzerine Habeş ve Cidde valiliklerinden kendi isteğiyle ayrılarak Diyarbakır valisi olarak görevine devam etti. Ancak, Mısır'ın geri alınmasından sonra tekrar Diyarbakır'a döndü. Ne yazık ki, oğlu Tahir Bey'in vefatıyla derin bir üzüntü yaşadı. Bir süre farklı eyaletlerin valiliklerinde bulunduktan sonra 1224/1809-10 yılında yeniden Diyarbakır valisi olarak atanmıştır. Ancak, 1228/1813 yılında yaşamını yitirdi. Diyarbakır'ın Fatih Paşa Camii bitişiğindeki kabristana defnedildi.
Şair kimliğiyle de bilinen Hafîd Paşa'nın Mürettep Dîvân adlı eseri, kendisine ait birçok şiiri içermektedir. Ancak, eserinde genellikle klişe ve benzetmelerden uzak durmuş ve yaşadığı yerler, özel hayatı veya askerlik gibi konuları işlememiştir. Şiirlerinde aşk, sevgilinin vefasızlığı ve ayrılık acısı gibi temalara ağırlık vermiştir.