DİYARBAKIR- Kulp, tarihi geçmişiyle Sümerlerden Osmanlılara kadar çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış, coğrafi yapısı nedeniyle tarıma uygun olmayan bir bölge olup, ekonomisi genellikle hayvancılık ve arıcılığa dayanan, kültürel ve tarihi mirası zengin bir ilçedir.
Kulp, tarihte köklü bir geçmişe sahip olan eski bir ilçe merkezidir. 1540 tarihli tahrir defterine göre Kulp, Diyarbekir Eyaletine bağlı 11 ocaktan biri olarak kaydedilmiştir. Eskiden Muş vilayetine bağlı bir bucak iken, 1927 yılında Lice sancağına bağlı bir bucak olarak statüsü değişmiş ve aynı yıl ilçe haline gelmiştir.
İlçenin tarihine bakıldığında, çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir bölge olduğu görülür. Sümerler, Mitanniler (Huriler), Urartular, Kimmerler, Medler ve İskender’in hakimiyeti altında bulunmuştur. Bölge, Roma egemenliğine MS 226 yılında girmiş ve daha sonra 637 yılında Halid bin Velid tarafından fethedilmiştir. Osmanlılar ise 1515 yılında burayı ele geçirmiştir.
Kulp, coğrafi yapısı ve tarıma uygun olmayan arazisi nedeniyle ekonomisi genellikle hayvancılık, arıcılık ve ipek böcekçiliğine dayanmaktadır. Kulp Çayı'ndan yapılan balıkçılık da ekonomiye katkı sağlamaktadır. Ayrıca, bölgede bol miktarda yetişen dut ağaçları, ipek böcekçiliğinin gelişmesine olanak tanımıştır. İlçede ayrıca ceviz, küçük tatlı soğan, elma, armut ve üzüm gibi tarım ürünleri de yetiştirilmektedir.
Kulp'un tarihi ve kültürel mirasına ilişkin ilgi çeken yerler arasında Kefrum kalesi, Kanîkan mağaraları, İmam-ı Gazali türbesi, Kale-i Ulya, Cikse kalesi, Büyük Kaya, tarihi kiliseler ve şifalı su kaynağı gibi noktalar bulunmaktadır.