DİYARBAKIR- Diyarbakır'ın kültürel zenginliklerinin önemli bir parçasını oluşturan beş kilometrelik surları, kendine özgü efsaneler ve tarihiyle ünlü 72 burca ev sahipliği yapar. Bu burçlar arasında özellikle "Ben-u Sen" burcu öne çıkar. Diyarbakır surları üzerinde yer alan bir burç olan Ulu Beden Burcu ya da diğer adıyla Evli Beden Burcu, tarihi ve mimarisiyle dikkat çeken bir yapıdır. Artuklu hükümdarı Melik Salih adına inşa edilmiş olan bu burcun son şekli ise 1208 yılında Bercis oğlu İbrahim Bey tarafından verilmiştir. Burç, surların güneybatısında konumlanmıştır ve halk arasında "Ben-u Sen" olarak da bilinen Yedi Kardeşler burçlarıyla birlikte anılır. Ulu Beden Burcu, eskiden yoksul aileler tarafından barınak olarak kullanıldığı için halk arasında "Evli Beden Burcu" olarak da bilinir. Burcun üzerinde kitabe, çift başlı kartal ve kanatlı aslan kabartmaları bulunmaktadır. Silindirik plana sahip olan burç, dört katlıdır ve siyah bazalt taşından yapılmıştır, bu da ona anıtsal bir görünüm kazandırır. Ben-U-Sen Burcunun hikayesi Ben-u Sen burcu, Diyarbakır'ın eşsiz kültürel mirasını oluşturan iki özel burcun hikayesini barındırır. Efsanesi, zamanın hükümdarı tarafından düzenlenen bir yarışmayla başlar. Hükümdar, bu iki burcu yaptırmak istediğini duyurur ve yarışmaya katılanlar arasında bir usta ile çırağı bulunur. Her iki burç da ayrı ayrı yapılacak ve en güzelini yapan ödüle layık görülecektir. Yarışma sonunda, burçlar tamamlanır. Ancak çırağın yaptığı burç, ustasınınkinden daha görkemli ve detaylıdır. Çırağın eserini gören ustası, onun ustalığını ve işçiliğini takdir eder. İşte o an, çırağın ustasına dönerek ünlü soruyu sorar: "Usta, ben-u sen?" Usta, adil ve vicdanlı bir kişiliğe sahiptir ve incelemeler sonucunda çırağın yaptığının kendisininkinden daha güzel olduğunu kabul eder. Bu nedenle, çırağa "sen!" der, yani senin yaptığın benimkinden daha güzel olmuştur, diyerek onun ustalığını ve başarısını övüp ödülü ona verir. Ancak bu hikâye burada bitmez. Usta, kendi yaptığı burçtan aşağıya doğru düşer ve düştüğü yerden bir pınar fışkırır. Bu pınar, o günden sonra asla kurumaz ve insanlar için bir su kaynağı haline gelir. İşte bu olayın ardından, bu iki burç "Ben-u Sen Burçları" olarak anılmaya başlar. Bu efsane, Diyarbakır'ın kültürel zenginliğini ve tarihini yansıtan önemli bir hikayedir. Bu önemli yapı, Diyarbakır'ın tarihi ve kültürel mirasının bir parçası olarak günümüze kadar ulaşmış ve ziyaretçilerini geçmişe doğru bir yolculuğa çıkarmaktadır.