Kadın katliamlarının protesto edildiği eylemlerde, “Şiddete, karanlığa, hukuksuzluğa geçit yok, kadınlar var. Eşitlik için, özgürlük için, adalet için her yerdeyiz” vurgusu yapıldı.
Dicle Amed Kadın Platformu ve Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı bileşenleri, Şeyh Sait Meydanı’nda, Sur’da uzman çavuş Muhammed Recai Işık’ın evli olduğu Bedriye Işık’ı katlettiği yere kadar yürüyüş gerçekleştirdi. “Kadın cinayetleri politiktir” şiarıyla gerçekleştirilen yürüyüşe, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri, ilçe belediye eş başkanları, Tevgera Jinên Azad (Özgür Kadın Hareketi-TJA), demokratik kitle örgütü temsilcileri ile çok sayıda kadın katıldı.
Kadın cinayetlerinin önü alınamaz bir noktaya geldi
Rosa Kadın Derneği Başkanı Suzan İşbilen, 27 Eylül’den bu yana kayıp olan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü öğrencisi Rojin Kabaiş’e dikkati çekti. Kadın cinayetlerinin önü alınamaz bir noktaya geldiğine vurgu yapan İşbilen, “Biz kadınlar ‘Kadın cinayetlerini durduracağız’ diyoruz. Ve bu konuda kendimize olan güvenimiz tamdır. Kadın cinayetlerinin neden işlendiğini hepimiz çok iyi biliyoruz. İktidarın kadın karşıtı politikaları bugün erkeklere karşı kadınlara müthiş bir şekilde kışkırtmaktadır. Kadının konuşması, yürümesi, yaşamına olan müdahale tümden erkek zihniyetinin kendini iktidarlaştırmasının bir sonucudur. Kadın katliamlarının temel sebebi kadının erkek şiddetine, köleliğine olan direnişidir” şeklinde konuştu.
Son zamanlarda artan şiddetin devlet politikaları ile doğru orantılı olduğunu söyleyen DEM Parti Milletvekili Ceylan Akça da 21 Ağustos’ta Bağlar İlçesi’ne bağlı Tavşantepe kırsal mahallesinde kaybolan ve 19 gün sonra cansız bedeni Eğertutmaz Deresi’nde bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ı hatırlattı. Son dönemlerde yaşanan kadın katliamlarına işaret eden Akça, konuşmasına şöyle devam etti: “Eğer dikkate alınırsa bu tam bir savaş bilançosudur, cins kırımdır. Eğer bir savaş olduğu kabul edilseydi ateşkes çağrıları yapılırdı. Adı konmuyor. Bu erkek düzenini kabul etmiyoruz. Faillerin hepsinin şiddet geçmişi vardı ve devlet biliyordu ama kadınları bile isteye korumadı. Gücümüz örgütlenmemizdedir. Rojin, Miraç, Gülistan nerede? Hesap soruyoruz, sormaya devam edeceğiz.” İfadelerinde bulundu.
Akça’nın ardından söz alan Rojin Kabaiş’in halası, “Rojin 11 gündür bulunamıyor. Kadınlar korku içinde, dışarı çıkamıyor. Kadınların üzerindeki kirli eller kalksın, erkek zihniyeti kadınları katlediyor” diyerek, tepkisini dile getirdi.
Son olarak söz alan Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Komisyonu üyesi Avukat Cansel Atalay, bir kişi daha eksilmemek için yetkilileri göreve çağırdı. Mücadeleyi büyütmek için alanlarda olduklarını söyleyen Atalay, “Kadın cinayetleri koruyucu ve önleyici önlemlerle durdurulabilir. İstanbul Sözleşmesi geri getirilerek, cezasızlık politikalarından vazgeçilerek bu cinayetler durdurulabilir. Bir kişi daha eksilmek istemiyoruz. Bizler kendi sorumluluklarımızın farkındayız. Mücadelemizi sürdürüyoruz” şeklinde konuştu.
Açıklama slogan ve oturma eyleminin ardından son buldu.