Kürtler başta olmak üzere, Fars kültüründen ve Ortadoğu ile Asya geleneklerinden beslenen bu özel gece, aydınlığın doğuşu olarak kabul ediliyor ve Diyarbakır halkı için bereket, yenilenme ve sağlığın simgesi olarak büyük bir öneme sahip.
Yelda Gecesi’nde geleneksel sofralar ve meyveler
Yelda Gecesi’nde, Diyarbakır’daki sofralarda nar, kavun ve karpuz gibi meyveler vazgeçilmez hale geliyor. Nar, kırmızı taneleriyle bereketi ve aşkı simgelerken, kavun ve karpuz soğuk kış günlerinde sıcaklık ve sağlık anlamına geliyor. Bu meyveler, yazın sıcak günlerini hatırlatan tatlar olarak sofraları süslüyor. Diyarbakır halkı, bu geceyi sadece kutlamakla kalmıyor, aynı zamanda bir yenilenme ve bereket dönemi olarak kabul ediyor.
Kürt takviminde Yelda Gecesi’nin anlamı
Kürt takvimine göre, yılın dört mevsimi 40 günlük periyotlarla hesaplanır. 21 Aralık, "Çileyê Bicuk" (Küçük Kırk) dönemiyle başlar ve bu gece, "Şeva Yelda" veya "Şeva Çile" olarak kutlanır. Yelda Gecesi, kökeni çok eskiye dayanan bir gelenek olarak, Kürtler arasında yaygın bir şekilde kutlanır ve kışın soğuk günlerinin ardından gelen yazın müjdecisi olarak kabul edilir.
Fars Kültüründe Şeb-i Yelda
Fars kültüründen gelen Şeb-i Yelda, İran’da da uzun yıllardır kutlanan bir bayramdır. İranlı aileler, bu geceyi mutluluk ve bereket getirdiğine inanarak kutlar. Aileler büyüklerin evlerinde toplanır, küçüklere hediyeler verir ve sofralarda nar, karpuz ve kuruyemiş gibi geleneksel yiyecekler yer alır. Bu kutlama, hem ailevi bağları güçlendirirken hem de kışın sona erdiği ve yeni bir dönemin başladığı inancını pekiştirir.
Yelda Gecesi, Diyarbakır’ın kültürel zenginliğini yansıtıyor
Diyarbakır’da Yelda Gecesi, sadece bir kutlama değil, aynı zamanda halkın kültürel zenginliklerini yaşatmaya yönelik bir gelenek olarak kutlanıyor. Aileler, yılın en uzun gecesini birlikte geçiriyor, sofralar kurarak bu anlamlı geceyi yaşatıyorlar. Yelda Gecesi, Diyarbakırlılar için hem geçmişin izlerini taşırken hem de yeni bir dönemin habercisi olarak kabul ediliyor.